Duvarların içerisindeki
koşullar iyileştikçe, duvarların varlığı flulaşır.
Mahkemeler,
Savunmalar,
Seçimler,
İmzalar…
Demokrasinin unutturan gücü, bize tanıdığı sus
payı.
Demokrasiyle
darbenin, askerle polisin, kışlayla parlamentonun, kralla başkanın hiçbir farkı
yoktur. Devlet demokrasi niteliğini yitirmeden diktatör, kral, sultan olabilir.
15 Temmuz günü bir grup
askerin bazı stratejik noktalara başlattığı kimilerinin darbe kimilerinin tiyatro
dediği bir iktidar savaşı yaşandı. Her
zaman olduğu gibi bu iktidar savaşına en çıplak haliyle maruz kalanlar tutsaklar
oldu. Bu iktidar savaşında tutsakların
dışarıyla bütün iletişimleri kesildi. Tahliyelerin ikinci bir emre kadar
yapılmayacağı belirtildi.
Diyarbakır Cezaevi, Zülfikar Tak, Karakalem |
Ortada bir darbe olup
olmadığı, darbenin kim tarafından yapıldığı darbenin karşısında kimin durduğu
bizce sorulması gereken sorular değildir. Darbe her zaman devlete
içkindir. Gündelik hayattaki her devlet
uygulaması, özellikle hasım gördüğü politik özneler üzerinde sürekli bir darbe
ortamı, olağanüstü hal durumudur. Çünkü egemen tam da istisna haline karar
verdiği için egemendir.
İstenilen
doğrultuda belirli kesimler dışlanabiliyorsa, haklarında karar verilebiliyorsa,
bu kararların sözde konsensusla alınması veya başka bir isim altında kılıfına
uydurulması bir şey değiştirmez.
Egemen kamu düzeninin ne
zaman bozulduğuna, güvenliğe, ölüme,
yaşama karar verendir. Egemen neyin suç
olup olmadığına, suçlunun kim olduğuna karar veren ve suçun bedelinin ödenme
şeklini belirleyendir. Kurduğu sistemi o kadar içselleştirtir ki,
hapishanelerin gerekliliğine inanan bir yığın insan, kendi bulunmak istemediği
yeri eleştirirken ortadan kaldırılmasını düşünmez. Kendisi için tehlike gördüğü
durumlarda hapishanenin varlığını olumlarken, iktidarın saldırısına maruz
kaldığı anda cezaevlerini iktidarın kendini güvence altında tutma kurumları
olarak görmeye başlar. Oysa siyasal
iktidar değişirken devlet kurumları baki kalır, değişen iktidarlar değişen
suçlular demektir. Dünün kahramanları bugünün hainleri olurken, öldürme yetkisi
bir anda el değiştirebilir. Henüz iktidarın kapama aygıtına maruz kalmayanlar,
hapishanelerin varlığının gün geldiğinde ne şekilde devam edebileceğini, bu
dışarısı ve içerisiyle iletişimi belirleyen mutlak gücün nelere kadir
olabileceğini aklına bile getirmez. Devletin koyduğu yasalar değişirken
devletin varlığının baki kalacağı aşikardır.
Demokratik
bir sultanlık için tek bir kişiden fazlasına gerek yoktur. Ve ne olarak
adlandırılırsa adlandırılsın, haklarından tamamen veya kısmen yoksun bırakılmış
ve siyasi iktidardan uzak tutulmuş insanlar da şu ana kadar demokrasi çatısı
altında yaşadılar.
Hapishane reformcuları bir
şeyi unutur, o da dört duvarların baki olduğu ve duvarların ardında devletin
sınırsız otoritesiyle her an istediği her şeyi yapabileceği gerçeğidir. Bu gerçeklik verilen kitap sayısının
arttırılması, görüş saatlerinin uzatılması, mektupların sansürlenmemesiyle
değişmeyen bir gerçekliktir. Bu gerçeklik duvarlar var oldukça, devletin
bekçisi gardiyanlar oldukça, jandarmaların silahları oldukça yani devlet
oldukça var olacaktır. Duruşmalar, cezaların indirilmesi, kanunlarla oynanması
bu gerçeği değiştirmez. Bu; tiyatroda alınan rollerin, oynanan repliklerin
değişmesi, ancak tiyatronun ortadan kalkmamasıdır.
Hak, hukuk gibi kavramlar
egemenin iradesine bağlı olarak pamuk ipliğine bağlı anlık değişebilen
kavramlardır. Egemeni egemen yapan bu kavramları ortaya koyma, var etme ve
içeriğini belirleme gücüdür. Egemen değiştirdiği taktiklerle zaman zaman, akvaryumunu
genişletir, bahşettiği ufak kırıntılarla büyük gerçekliği unutturur.
Bir
demokrasi işleyişinden taviz vermeden militarist veya pasifist, mutlakiyetçi
veya liberal, seküler veya muhafazakar olabilir. Bu nedenle demokrasi aslında
oldukça özgürlükçü bir düşünce gibi görünse de demokrasi boş bir fanus gibi
içine aldığı her rengin kimliğine bürünür.
Duvarların içerisindeki
koşullar iyileştikçe, duvarların varlığı flulaşır.
Mahkemeler,
Savunmalar,
Seçimler,
İmzalar…
Demokrasinin unutturan gücü, bize tanıdığı sus
payı.
ABC İSTANBUL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder