9 Ekim 2016 Pazar

Roma-İtalya- Regina Coeli Hapishanesi’ndeki Anarşist Yoldaş Daniele’den Duyuru





“ Giderek daralan bu dört duvar arasında
sisteme olan nefretimi ektim.”

Eğer bir anarşistseniz ve daha önce bunu düşünmediyseniz şunu kafanıza iyicene sokun: er ya da geç sizin de sonunuz hapishane olacak. Sizi oraya götürecek bir sürü yol var.
Eğer bir anarşistseniz, öncelikle evde tuttuğunuz şeylere dikkat etmeniz gerekir: basit şeyler, önemsiz şeyler, polis raporlarındaki patlayıcı aygıtların parçaları haline gelebilir, bu hikayeyi son zamanlarda Bologna’ da gördük. Kitaplar, fanzinler, bildiriler, “kağıt işleri” terör örgütü ile bağlantıların kanıtı haline gelir. 

Ve klasik komplo suçlamaları vardır, genellikle 270a, bu “somut deliller” olmadan içeri atılmanıza olanak tanır. 

Kısaca bir çok yolu var ancak neden sadece bir tane: indirgenemez bir şekilde güce karşı olmak. 

Bunu söylememin nedeni kesinlikle demokratik adaletin adaletsizliğinden bahsetmek için değil, bunun nedeni ne kadar dikkatli olursa olsun bir anarşistin hapishanede son bulmasının ne kadar kolay olduğunu göstermek. Bu riskin farkında olmak bizi korkutmamalı, tam tersi hazır olmalıyız. 

Yani “Scripta Manent” beklenmedik bir şey değildi ancak beklenmeyen tek şey bu saldırının zamanıydı. Bu demokratik rejimin uzlaşmacı bir diyalog ve  anlaşma perspektifine girerek ancak güce meydan okumayı sürdürerek egemenliğin değer yargılarına boyun eğmeyi reddedenlere karşı bir saldırısı.  

“ Devlet  egemenlik ve esaret olmadan düşünülemez… devlet için kimsenin kendi iradesine sahip olmaması gereklidir; eğer biri buna sahip olursa devlet bu kişiyi dışlar, eğer herkes sahip olursa devlet onları ortadan kaldırır.”

 Buna karşın, oraya düşseniz de düşmeseniz de hapishane anarşistlerin yolunda mevcuttur. Çünkü o başınıza bela olan bir hortlak gibidir, sevdiklerinizi ve ailenizi sizden almıştır.  Belki de sadece nefret ettiğimiz bu toplumun ürünüdür. (“baskı ve uygarlık”) 

Ancak bu tutsaklık tehdidi her gün binlerce hayvanın öldürülmesine ve işkence görmesine karşı, teknolojik toplumun aç gözlülüğü nedeniyle ekosistemlerin yok edilmesine karşı, milyonlarca bireyin işyerlerinde zorla yabancılaştırılmasına karşı, göçmenlerin kamplarda ve hapishanelerde tutulmasına karşı, savaşta veya açlıktan insanların ölmesine karşı hissettiğimiz öfkeyi bastırmaya yetmez.

Devletin hayatımıza sürekli müdahale etmesini kabullenerek nasıl boyun eğebilirsiniz? 

Her şeyin alış veriş merkezinde olduğu gibi fiyatlarla ölçüldüğü, paran varsa her şeyi alıp satabildiğin, maliyeti ne olursa olsun her zaman kar etme üzerine kurulmuş bu toplumun her zaman hayatlarını ve onurlarının ticaretini yapmayacak düşmanları olacaktır. Para, bu ölüm ve sefalet üzerine kurulu sistemin itici gücüdür. Devlet bunu meşrulaştırır, polis korur, gazeteler yalanlarının sesi olur. Anarşistler bunu reddeder ve saldırırlar. 

“Scripta Manent” operasyonu ile baskına uğrayanlar, soruşturma altında olanlar, tutuklananlarla dayanışma. 

Bu dünyadaki tahakküm sistemini reddettikleri için bedel ödeyen herkesle dayanışma.

Kurşun bir gökyüzünün altında fırtınaya yol açanlarla dayanışma. 

Bu dünyanın yıkıntılarının üzerine kurulacak bir dünya için.

“Suçlama üzerine suçlamalar, ceza üzerine cezalar
Hesaba katılan tek şey teslim olma saatin.”

Daniele

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder