Hapishaneler özgürlüğe giden yolda devrimciler için
kilometre taşıdır. Aradaki duraksamadır ancak son değildir.Otoriteler genelde matematikteki çıkarma işlemini tercih
ederler. Nasıl jeopolitik ve enerji üretimi menfaatleri savaş alanlarındaki
bombalamalarla hayatları çıkarıyorlarsa,
nasıl şehir manzarasından mültecileri çıkarıp onları izole edilmiş
toplama kamplarına defnediyorlarsa, nasıl düşük ücretli asgari maaşların en
ufak kırıntısını dahi çıkarıyorlarsa, nasıl raşitizme alışmış bedenleri daha
şiddetle kamçılıyorlarsa, hapishanelere kapatarak onlara karşı çıkan herkesi
çıkarmak istercesine…
Bu şekilde, her devrimci anarşist bu büyük çelişkiyle
yüzleşir. Özgürlük için savaşırken hapishanelerin tutsaklığıyla flört ederler,
hayatı çok severler ama yine de otoritenin muhafızlarından gelen ölüm onları
pusuya düşürmeye çalışır. Hapishanede olduğumuz bunca sene içerisinde, adımlarımız
dikenli tellerin içinde sayılmaya
alıştı. Gözlerimiz, birkaç metrekarelik avludaki her santimetreyi
öğrendi. Ancak aklımız demir parmaklıklar tarafından asla ele geçirilemedi.
Bir taraftan güce sahip olanların provokatif varlıklarıyla
yüzleşirken, diğer taraftan toplama kamplarındaki bir çocuğun yaşlı gözleri,
öbür tarafta insanları dünyanın işe yaramazları olarak gören politikacıların mafyaları hakimler ve
gazeteciler, diğer tarafta ekonomik krizin açmazında intihar eden kadınlar ve
erkekler, yemek bulmak için çöpleri karıştırıp, sokakta yatanlar, bir tarafta dükkan
vitrinleri ve sahte hayatların ekranlarıyla gözleri kamaşan mutlu köle ordusu,
bir tarafta yalnızlığın kötü sürüsü ve sessizliğin
tek yoldaşın olması. Bütün bunlarla yüzleşirken nasıl teslim olursun!
Ne köle gibi yaşamaya alışmaya ne de otoritenin zorbalığına
teslim olmaya niyetimiz yok.
Özgürlüğün vazgeçilecek bir şey olmadığını biliyoruz… aynı
zamanda verilemez… özgürlüğümüz direnişimizin fedakarlığı ve dökülen
kanlarından yeşerir. Bir pilotun (eski polis) alçaklığı yüzünden bir kez daha
özgürlükle arzuladığımız randevumuz ertelenmiş ve helikopter hedefine
ulaşamamış olsa da, bu vazgeçeceğimiz anlamına gelmez… Özgürlüğümüzü geri almanın tek yolunun otoritenin sadist
şiddetinin tekeline saldıracak olan devrimci şiddetten geçeceğinin farkındayız.
Bizim için Özgürlük, anarşist mücadeleyi yükseltecek şehir
gerillasının devamıdır. Bu yaşlanmış dünyanın enkazının üzerinde yürüyecek olan
bir özgürlük. Anıtların, hapishanelerin, mahkemelerin, parlamentoların, polis
karakollarının, toplama kamplarının, teknolojik totalitarizmin laboratuvarlarının
üzerinde yürüyecek olan özgürlük…
Özgürlük için her şeyini riske atmaya hazır olanların kesinlik
ve kararlılığıyla, yine aynı ikilemi ortaya koyuyoruz… “özgürlük veya ölüm…”
Kararımız… sonuna kadar savaşıyoruz.
Pişman olmak yok
Yenilmek yok
Mücadele devam ediyor…
Devrimci Mücadele’ nin anarşist üyesi Pola Roupa’ya yoldaşça
selamlar.
Ateş Hücreleri Komplosu Üyeleri –FAI/IRF
Giorgos Polydoros
Olga Economidou
Gerasimos Tsakalos
Christos Tsakalos
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder