20 Mayıs 2016 Cuma

Yunanistan: Ateş Hücreleri İttifakı’ndan İşgal Evleri Üzerine Açıklama

Ateş Hücreleri İttifakı: Uluslararası işgal kampanyası bağlamında şehir gerillası çekirdeği
Ateş Hücreleri İttifakı – İŞGAL EVLERİ – ANARŞİNİN EVLERİ.
Papamichelaki İşgal Evi’nden, Teflon Kütüphanesi’nden, Radiofragmata’dan ve Sürekli Yapıbozumu’ndan yoldaşların işgal evi meselesine ilişkin yaptıkları davet üzerine kimi düşünceler.
Aşağıdaki metin Yunanistan’daki mevcut işgal evlerinde gördüğümüz enstantanelere ve işgal evlerinin özelliklerine ilişkindir.
I) Mülkiyet Hırsızlıktır
“Mülkiyet hırsızlıktır” der en eski anarşist sloganlardan biri. Mülkiyet kolektif hayatın gasp edilmesi, topluluğun ilgası, ortak alana mesafe almaya yönelik bir sığınak, korkunun bir sığınağıdır. Mülkiyet ve onun ikiz kardeşi iktidar insanların unvanlar, konumlar ve imtiyazlar temelinde ayrımını doğurmaktadır. Tıpkı gökyüzünün bir sınırı olmadığı gibi, toprağın da bir sahibi olmamalıdır.
Kolektif bir canlı olan insan sahip hâline gelir. Kendi hayatının sahibi değil ancak duvarların, pencerelerin ve mobilyaların sahibi.
İşgal evleri mülkiyetin inkârının ve öz-örgütlülüğün dışavurumunun bir biçimi olarak başlamıştır. İşgal evi hareketinin pek çok rengi olmuştur. Kimileri biraz daha militan, kimileriyse daha zararsız olmuşlardır. Anarşist işgal evleri ve alternatif işgal evleri vardır; hukuksuzluğun çekirdeği olan işgal evleri ve kurumuş kültür merkezi olan işgal evleri.
Bugün Yunanistan’da, yalnızca Atina’da değil aynı zamanda başka şehirlerde geçmişte olduğundan çok daha fazla sayıda işgal evi vardır. Her işgal evi bir savaş sebebidir. (Devlet iktidarının köşe taşı olan) Mülkiyeti hükümsüz kılar ve mekânı sözleşmelerden, vergilerden, banka hesaplarından ve yasallıktan azleder.
Ancak mesele tam da o andan sonra başlamaktadır. İşgal evi ve öz-yönetim, ya mülkiyet dünyasını bıçaklayacak ya da yalnızca paslı bir hediyelik eşya hâline gelebilecek keskin bir alettir. Bir işgal evi kesinlikle kendi küçük dünyamızı değiştirmektedir ancak kendi dünyamız devlet iktidarının dünyasıyla sınırlı olduğu sürece, kendi dünyamız saldırmak üzere kendini silahlandırmadığı sürece, mevcut olanların çölünde etrafı çevrili bir serap hâline gelecektir.
II) Anarşinin Evi.
Devlet iktidarı, tahtını korumak adına yıkım yaratır. İnsanları kanunlar, kurallar, ırkçılık, güvencesizlik, kilitler, vitrinler ve ekranlar yoluyla birbirinden ayırır.
Devlet iktidarı kalabalığın yalnızlığını üretir… “Herkes yalnız, herkes kendisi için.” “Böl ve Yönet”in mutlak ilkesi. Bir işgal evi ayrımlar olmaksızın bir buluşma noktası, kolektif yanımızı yeniden keşfetmemize ve yeniden topluluklar yaratmamıza yönelik açık bir fırsat hâline gelebilir.
Eski ve yeni yoldaşlar burada deneyimlerini paylaşmak için, tartışmak için, yan yana durmak için, dayanışma bağları geliştirmek için, saldırılarını planlamak için, iç düşmanı örgütlemek ve Özgürlük ve Anarşi için silahlı mücadeleyi güçlendirmek için bir araya gelebilirler.
Etkinlikler, kitap sunumları, öz-eğitim tartışmaları, öz-örgütlü kütüphaneler, savaş için idman ve fiziksel egzersizler yoluyla işgal evleri sürekli anarşist devrimin laboratuvarları hâline gelebilir.
Aynı zamanda anarşist bir işgal evi, anarşist bir toplumun ilk hücresidir. Burada yer alan yoldaşlar paylaşmayı, işbirliği yapmayı, mülkiyet ve bencilliğin küçük burjuva tortularından bağımsız bir topluluk yaşamı yaratmayı öğrenirler.
Ancak siyasi kolektif süreçlerin yanı sıra, anarşist bir işgal evi günlük yaşamın devrimi yoluyla kendini sınar. Çünkü bir işgal evi meclisi yalnızca etkinlikler ya da bir eylem kararı değil aynı zamanda günlük yaşam meselelerine ilişkin (ev işleri, bakım, temizlik, yemek yapma vs.) kararlar da almalıdır. Burada resmî olmayan günlük kurallar, görevlendirmeler ve cinsiyet ayrımcılığı yıkılmaya çalışılır.
Bu günlük yaşamın pratikteki öz-örgütlenmesidir.
III) Özgürlük Akvaryumları.
Ancak bu noktada dikkatli olmak zorundayız. Çünkü bu tarz öz-örgütlenme projelerine katılan kimileri, mesela bir işgal evi sık sık kendilerini oynadıkları hayalî rolün okumasıyla aldatır ve araçları amaç hâline getirir. Hatta anarşist bir işgal evinin duvarlar ve kapılar değil, iktidara saldırma amacıyla bir araya gelen yoldaşlar arasındaki ilişkiler olduğunu unutarak, proje ile bilinçaltısal bir sahiplik ilişkisi kurar.
Kimi insanlar Anarşi’nin bütünlüğünü parça pinçik ederek, işgal evini evrenin merkeziymişçesine sunarak projeyi büyütmek adına ideolojik dükkânlar inşa ederler.
Reformist çevreler kendilerini dünyayı değiştirebilecek özgürlük adacıkları olarak sunarak, saldırgan ve silahlı pratikleri eksilterek ve marjinalize ederek işgal evlerinin anlamını çarpıtmaktadır.
İftira ve içe kapanıklık bu “işi” bütünleyecektir. Dahası böylesi durumlarda “nihaî amaç”, olası tavizlere dikkat edilmeksizin işgal evini açık tutmaktır. Çünkü işgal evini baskı tehlikesinden koruma korkusu, kimi reformistlerin projeleri kapanmasın ya da böylesi eylemlerle suçlanmasınlar diye işgal evleri çevresinde herhangi bir doğrudan eylem düzenlememe talepleri ile beraber “resmî olmayan bir güvenlik bölgesinin” inşasına varabilir.
Açıktır ki amaç ne tepkisiz kalmak, ne mücadeleler sonucunda elde edilen işgal evlerini provoke etmek ne de onlar adına saldırılarımızdan fedakârlıkta bulunmak değildir.
Önemli olan bir anarşist işgal evinin ya saldırgan pratiklerin yayılacağı bir odak noktası olacağını ya da asimile olacağını unutmamaktır.
Kendimizi bir işgal evinin sunduğu özgürlük anlarıyla memnun etmemeli ancak hayatın tümden özgürlüğünü talep etmeliyiz ve bir işgal evi de bunun yalnızca kısmî bir yansımasıdır. Kısacası, işgal evlerimizi değil, işgal evlerimizin hizmet ettiği amacı sevmeliyiz. Burada ve şimdi anarşist saldırı.
IV) Sis içinde görünebilirlik
Yani bir işgal evi, sürekli isyan ve devrime yönelik anarşi haritası üzerinde bir nokta olabilir. Otoriteye karşı düşmanlığın sonsuz ihtimâllerini yaratacak bir başlangıç noktası olabilir.
Basit gerçek özgürlüğü küçük dünyalar içine sokan sahte özgürlük adacıklarının izole sınırlarından uzak, anarşist saldırı beklentisini açık tutan işgal evleri de vardır. Ve kesinlikle bunlardan daha fazla yaratma ihtimâli de vardır. Öz-yönetimle yönetilen yerlere karşı baskı yaklaşımları ve faşist kundaklama saldırıları işgal evlerinin otoriteye karşı bir isyan bölgesi olma ihtimâlini tasdik etmektedir.
Bizim açımızdan, anarşist pratik açısından bu fırsatı büyütebiliriz.
İşgal evleri yoluyla kamusal öz-eğitim altyapılarını, karşı-bilgi medyasını, dayanışma fonlarını güçlendirebilir, yoldaşlar için kaçak mülteci birimleri yaratabilir, yalnızca işgal evinin güvenliği için değil ancak aynı zamanda anarşist şehir gerillasını güçlendirme yaklaşımıyla faşistlere, polislere ve diğer egemenlik hedeflerine yönelik saldırıların yayılması amacıyla özel görev birimleri örgütleyebiliriz.
İşgal evlerinin baskıya açık olmaları gerçeği (mesela işgal evlerine yakın sivil polislerin kimlik kontrolü yapması) şehir gerillasında örgütlenmek isteyen yoldaşların olası komplolar sebebiyle buralardan uzak durmasına sebep olabilir.
Ancak işgal evi binasından uzak durmak projenin değerinin olmadığı ya da tasfiye olduğu anlamına gelmemektedir. Bunun yanı sıra, bir işgal evi projesi yalnızca dört duvardan ibaret değildir. İşgal evi, hizmet ettiği amaçtır. Bir işgal evi umumî olanla, Anarşi’nin illegal yanıyla birleştiren bir köprü hâline gelebilir.
Yoldaşların gerilla altyapısını örgütlemeleri toplantıları için açık bir yol olabilir. Anarşist eylem böyle gelişir; “halka açık olan”, “illegale” bağlandığında ve iktidarın yıkımı amacıyla onunla bir araya geldiğinde. O hâlde işgal evleri gerçekten de Anarşinin Evleri hâline gelebilir.
Mauricio Morales için.
Bu metin 22 Mayıs 2009’da Şili’de Hapishane Memurları Üniversitesi’ni hedefleyen bir bombanın taşınması sırasında hayatını kaybeden Mauricio Morales’e adanmıştır. Mauricio “Sacco ve Vanzetti Kütüphanesi” işgal evinde yer almış ve umumî olan ve illegal olanın birleşmesini gerçek kılmıştır.
Bir işgal evi üyesi ve aynı zamanda bir bombacı olarak eylem araçlarını birbirinden ayırmamış ve sahte özgürlük adacıklarına tıkılı kalmamıştır.
Anısı anma töreni yaratmaz ancak anarşist pratiğin fünyesini ateşler.
Mücadelede düşen bizler ve onlar için… Anarşi için.
Ateş Hücreleri İttifakı– FAI/IRF
Şehir Gerillası Çekirdeği
Christos Tsakalos
Gerasimos Tsakalos
Giorgos Polydoros
Olga Okonomidou
Kaynak: 325
Alıntı: İsyandan.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder