25 Haziran 2016 Cumartesi

Yunanistan: Anarşist Tutsak Nikos Romanos’dan 11 Haziran Yazısı

Uluslararası Uzun Süreli Anarşist Tutsaklarla Dayanışma günü hakkında bir yazı” 

Dayanışmanın önemi ile ilgili bir çok şey yazıp çizildi. Ve hepsinin önemi var çünkü  planlarımız ve eylemlerimiz için hayati önem arzeden katkı maddesini oluşturan algıya anlam katmaya çalışarak katkı yapar. Ben kendi deneyimlerimden yola çıkarak dayanışmaya varoluşsal bir açı katıyorum. Güzel, vahşi ve en önemlisi güvenilir duygular. Anarşist dinamiklerin büyümesi için iti gücü oluşturan duygular. Bu duygular, sloganları bağırırken, barikatları kurarken, otoritenin uşaklarına şişeleri fırlatırken ortaya çıkan, şehirdeki sevilen sesler ve akıllarla özgürleştirir. Dayanışma kimlik saptama değildir. Dayanışma anarşist isyan haritasında özgürleştirici yolları kazanlarla suç ortaklığıdır. Bu bir ilişkidir ve bu ilişkiyle deneyimler geliştirilir ve ortak tutkular bu dünyanın yıkımı için üretilir. Üstü kapalı bir gelecekte değil, öncelikle kendi içimizde ve sonra etrafımızda.  Bu dünyanın ürettiği dejenere olmuş ilişkilerde, onun tasvirlerinde, sembollerinde, sadık uşaklarında, memurlarında yıkım.

Devletin baskı sembolleriyle ( zırhlı polisler, bölge savcısının zorla besleme emirleri)dolu bir hastane oda-hücresinde kilitli kalmamın üzerinden 1.5 sene geçti.  O sırada sokakları dolduran isyanların haberlerini alıyordum.  Bu sonuca varmamda bir sürü çelişki olsa da, o günleri bütün zorluklarına rağmen ilkel bir neşe hisseyle kalbimin attığını, aklımın uzaklara, demir parmaklıkların ve çitlerin olmadığı ateşten bir ufka seyahat ettiği günler olarak hatırlarım. Atina Polis merkezindeki yanan polis araçlarından,Brüksel’ deki MEP araçlarına kundakçı saldırılardan, hapishane dışında yoldaşların dayanışma eylemlerinden, maskelerin arkasında öfke dolu gözlerin buluştuğu savaşçı eylem ve barikatlardan, direniş için mekanları dönüştüren belediye binalarının ve üniversitelerin işgallerine kadar anarşist fikirlerin dağılan mekanları ve operasyonlarında oyalama noktaları yarattılar. Anarşinin hayati gelişim yöntemleri ve mekanlar bulabildiği ve bu şekilde hayatta kaldığı ve tehlikeli olanın en güzel ve güçlü hisler olması dayanışma gücüne yansır. 

Bende hapishanedeki  yılları bu şekilde görmek istiyorum. Bilinen ve açık olan sınırlandırmalar dışında bir seçim, sadece hapishane karşıtı mücadeleyi değil genel anlamda anarşist mücadeleyle ilgilenen, farklı perspektiflere izin veren bir seçim. Bu nedenle düşünüyorum ki biz anarşist tutsaklar sadece “tutsak” değiliz. bu tanımlamanın mücadelede yer almaya devam etmemizi engelleyeceğini düşünüyorum. Bizi basit bir şekilde “tutsak” olarak görmek, bütün inisiyatiflerimizi hapishanedeki yaşamlarımız üzerinden görmek demektir.  Bu da bizi pratik anlamda otoritenin bizi içinde olmaya zorladığı yere sürgün eder. Ve bence bunun ötesine gitmemiz gerekir. Sonsuza kadar tutsak kalmayacağız. Anarşist dinamiklere sokakta katkıda bulunana kadar sadece geçici olarak esiriz. Bizi sadece tutsak olarak görmek bizi politik anlamda imha etmektir. Bu da zaten otoritenin diğer şeylerin yanında tam olarak istediği şeydir.”. – Francisco Solar

Anarşist tutsaklarla dayanışma günü gibi direnişler yıkıcı anmaları güçlendirme yönünde yapılan bir etkinliği oluşturmaktan fazlası değildir. Bize tahakküme karşı mücadelenin aynı zamanda hapishanelere karşı bir mücadele olduğunu hatırlatır.
Çünkü cezalandırma kompleksine saldırgan ve yıkıcı eylemler, özgürlüğün vücudumuzdan sızdığı ve bize dayattıkları tutsaklık statüsünü kıran anlar yaratır.  Tutsaklar ve özgür yoldaşlar arasındaki insani jestler kucaklamanın sıcaklığını yakalar.  Alevler ve patlayıcılar bizim tekrar bir araya gelme tutkumuzu kendi şartlarımızla yansıtır. Herkes özgür olana dek.

Bütün anarşist tutsaklara güç ve dayanışma

Nikos Romanos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder