Baskılar Neyi Amaçlar
16:00:
Azerbaycan’daki Anarşist Hareket ve Baskılar
Azerbaycan’dan
yoldaşlarımız Azerbaycan’daki anarşist hareket ve sosyal
mücadelelerden, yüzleştikleri devlet baskısından ve son
tutuklamalardan bahsedecekler.
18:00:
Avrupa’da Anarşistlere Operasyonlar
19:00:
Forum
Geçen
yıllarda Avrupa’da anarşistlere karşı birçok operasyon
gerçekleştirildi. Devletler bu operasyonlardan “anti-terör”
kanunlarının alanını genişleterek ve polis birimlerinin
uluslararası işbirliğini büyüterek çıkar sağladı. Türkiye’
de 2012 1 Mayıs’ını, İspanya’daki, İtalya’daki son
operasyonları, Belçika’da hala devam eden duruşmaları,
Hollanda’daki gözaltıları ve Aachen’daki banka soygunundan
yargılanan anarşistleri unutmadık. Anarşistlerin ve bütün
devrimcilerin her gün yüzleştikleri baskılar hakkında söylenmek
yerine bu tür baskıcı operasyonların ne amaçladığını ve bu
baskılarla nasıl başa çıkacağımızla ilgili bir forum
gerçekleştirmek istiyoruz.
Bütün
bu soruları göz önüne alarak bir makale çevirdik:
DEVLET
BASKISI VE SINIRLARI
Baskı
bu toplumun yıkımı uğruna savaşanlar için kaçınması zor bir
mevcudiyettir. Eğer özgürlüğümüz için savaşıyorsak
kendimizi devletle ve onun çeşitli baskı aygıtlarıyla karşı
karşıya buluruz: sokaklardaki polislerden, mahkemelere,
hapishanelere kadar.
Bir
gün hapishanede son bulacağımız gerçeği bütün devrimcilerin
hesaba katması gereken acı bir bakış açısıdır. Baskılar bazı
yoldaşlarımıza ulaştığında, amacının sadece bazı sınırları
aşanları “cezalandırmak” veya hapsetmek olmadığını aynı
zamanda mücadeleyi, projeleri, dinamikleri durdurmayı veya
engellemeyi amaçladığını unutmamalıyız.
Baskı
Kişisel Bir Şey Değildir
Baskı
geldiğinde tepkilerden biri de geri çekilmedir. Hemen sığınacak
yer ararız. Problemlerle açık bir şekilde mücadele edilmez, olup
bitenler her ne kadar konuşulsa da bunlar, sanki baskılar herkesi
ilgilendirmezmişçesine, açık değil küçük gruplar
içinde konuşulur.( Aslında baskılar sadece anarşistleri değil
bütün toplumu ilgilendirir.)
Ben
şahsen bunun büyük bir hata olduğunu ve baskılarla yüzleşirken
bunun yapmamız gerekenin tam tersi olduğunu düşünüyorum. Açık
olması gereken bir şeyi gizlemek bir anlam ifade etmez.
Sonunda,
baskı sadece bir kişiyi veya “hayalet” bir anarşist hareketi
ilgilendirmez, olası isyancılara gözdağı vermeyi amaçladığı
için bütün toplumu ilgilendirir. Eğer bir yoldaşımız
tutuklanırsa, bunun hakkında konuşmama tabusunu yıkmamız
gerekir. Kim bilir belki neler olup bittiğini anlattığımızda
“dışarıdan” başkaları tutsak yoldaşımıza yakınlık
duyacaktır.
Dayanışma?
Baskı
ile ilgili sık sık aklımıza gelen diğer bir soru da
dayanışmadır.
Söylemek
üzere olduğum şeyi yanlış anlamayın: Hapishanedeki veya zorluk
çeken yoldaşlarımıza sahip çıkmak gereklidir ancak “baskılarla
mücadele” ve yoldaşlarımızı desteklemek söz konusu olduğunda
birçok kişi için öncelik bir şeyleri ithaf etmek haline gelir,
çoğu zaman bu yoldaşların hapse girmeden önce mücadelenin
içinde olduğu ve bu mücadelenin bu yoldaşların eksikliği
yüzünden zora girdiği unutulur.
Bence
dayanışma aynı zamanda mücadeleye ve projelere devam etmek ve
bunların bazı yoldaşların tutuklanmasıyla bölünmesini kabul
etmemektir. Öteki türlü kendimizi bir kısır döngünün içinde
buluruz: bazı yoldaşlarımız tutuklanır- baskılara karşı
mücadele verilir- başka gözaltılar, vb… bundan çıkış yolu
bulamayız. Biz anarşistler olarak unutmamalıyız ki, bizim
amacımız sosyal devrimdir ve devlet var oldukça baskı da var
olacaktır. Eğer baskı ile mücadele edeceksek, devletin yıkımı
için savaşmalıyız.
İttifaklar?
Baskılar
bize vurduğunda, çoğu zaman tecridi kırmaktan bahsederiz. Bu
genel anlamda katıldığım bir prensip. Ancak çoğumuz için
tecridi kırmak bizden çok farklı amaçları olan az çok devrimci
gruplarla internet ittifakı kurmaktır. Biz devleti yok etmek
istiyorsak, onlar devleti ele geçirmek ve bazı “aşırılıkları”
önlemek için yeniden düzenlemek isterler. Bunun mantığı şudur:
Az sayıda ve “zayıf” olduğumuz için sayıca üstün güçlerden
“koruma” istemeliyiz. Tecridi kırmak bu anlamda söz konusu
fikirler olduğunda paylaşacak hiçbir şeyimiz olmayan politik
gruplara açılmak demektir.
Tecridi
kırmak, benim gördüğüm anlamda farklı bir şeydir: Diğer
politik gruplara açılmak yerine, bizim gibi baskı altında
olanlarla veya diğer devrimci azınlıklar yerine potansiyel
isyancılarla suç ortaklığı içinde olmalıyız. Bu nedenle
iletişim kanalları açmak önemlidir.(bildiriler, posterler,
gazeteler, sokaktaki inisiyatifler) Fikirlerimizi iyi veya kötü
günde sokaklara taşımalıyız.
Alıntı:
Dissonanz. 33. 3 Ağustos 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder