Silivri Hapishanesi’nde, girmiş
olduğu açlık grevi direnişi esnasında, iktidarın yeni
panoptikonları olan kameraları kırdığı için Silivri Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından, Osman Evcan’a ‘’kamu
malına zarar’’
soruşturması açılmış ve bu soruşturma Silivri Asli Ceza
Mahkemesi’ne sunulmuştur.
Açılan bu davalarla devrimci
tutsakların denetim ve gözetime karşı direnişlerinin önü
kesilmeye çalışılmaktadır. Kırılan
sadece bir kamera değildir, kırılan iktidarın gözüdür! Gözetim
ve denetim doğrudan bedene
saldırıdır. Bu
saldırılara karşı savunma bir hak. Kırılan her kamera iktidara
karşı bir eylem, bir direniş biçimidir. Mülkiyetini korumak için
tutsakların özgürlüğünden çalınacak uzun yıllar.
Tutsakları kapatmakla yetinmeyip, sürekli paranoya halinde tutmaya
çalışan devletin denetim ve gözetim aygıtlarına karşı
girişmiş olduğu eylemde, Osman Evcan yalnız değildir!
‘’Diğer önemli otoriter,
baskıcı bir uygulama ise koğuşların içerisinde tutsakları gün
boyu gözetleyen KAMERA UYGULAMASI'nın olmasıdır. Koğuşların
içerisine monte edilen kameralarla tutsaklar gün boyu gözetlenmekte
ve denetlenmektedir. Bu uygulama siyasi tutsaklara yönelik
aşağılayıcı, baskıcı, otoriter bir uygulamadır. Tutsakların
günlük yaşamlarının günboyu denetlenmesi, onların yaşamlarına
müdahale, saldırı ve şiddeti içerir. Bu uygulama ahlaki, etik
bir uygulama değildir. Biz siyasi tutsakları fazlasıyla rahatsız
eden bir uygulamadır. Bu uygulamayı kabul etmediğimizden dolayı
kameraları işlevsiz hale getirmiş oluyoruz. Odalarımızda ve
bahçelerimizdeki kameraları kırıyor, tahrip ediyoruz. Cezaevi
idaresi her eylemimizden sonra kameraları onarıp yenisini
odalarımıza monte etmektedir. Bizler yeni monte edilen bu
kameraları da tahrip edip işlevsiz hale getirmiş oluyoruz. Her
tahrip ettiğimiz kamera eylemi için cezaevi idaresi disiplin kurulu
hücre hapis cezası vermektedir. Şu an 4 tane hücre hapis cezası
verilmiştir. Şu an fiili olarak infazım yapılmıştır.’’
Osman
Evcan –
Açlık Grevinin 12. Gününde Yazdığı Mektuptan1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder